HAYATA DAİR HER ŞEY

ABD başkan adaylarından olan Senatör Sexton ile kızı Rachel Sexton bir restoranda buluşurlar. Rachel Sexton ve babasının ilişkileri çok iyi değildir, hatta birbirlerini pek sevmezler. Senatör eşini aldatmış ve eşinden ayrılmıştır. Rachel, ABD Başkanına bağlı bir istihbarat teşkilatında başkan adına çalışıyordu. Senatör kızından bu görevini bırakmasını istiyordu. Çünkü kızının rakibi adına çalışması seçim kampanyası için olumsuz bir durum teşkil ediyordu. Zaten babasını pek sevmeyen Rachel ise teklifi geri çevirdi. Görüşme sırasında Rachel’in çağrı cihazına acil bir not geldi. Not çalıştığı Ulusal Keşif Ofisi (UKO)’nden gelmişti. Rachel’in ofisteki görevi, ofise gelen istihbarat bilgilerini değerlendirerek başkan için özetler oluşturmaktı. Babasına bir mazeret uydurarak ofisin yolunu tuttu. Rachel’in çağrı cihazına düşen acil not UKO direktörü William Pickering tarafından gönderilmişti. Direktör Rachel’e başkan tarafından acil olarak çağrıldığını söyledi. Rachel’i başkanla görüşmesine

Paris Louvre Müzesi müdürü Jacques Sauniere, ünlü simgebilim profesörü Robert Langdon ile buluşacağı gece, müzede bir cinayete kurban gider. Otel odasında istirahat etmekte olan Langdon resepsiyondan gelen telefonla uyanır. Telefondaki görevli, polis teşkilatından Teğmen Collet’in kendisiyle görüşmek istediğini söyler. Teğmen Collet, müze müdürü Sauniere’nin cesedinin fotoğraflarını Langdon’a gösterir ve müzeye gelmesini ister. Langdon’u müzede Yüzbaşı Fache karşılar ve cesedin bulunduğu yere götürür. Langdon, Müdür Sauniere’nin yerde kolları ve bacakları açık, çırılçıplak cesedini görür. Cesedin hemen yanında ise Sauniere’nin ölmeden hemen önce yazdığı bir mesaj vardır. Anlaşılan Sauniere birilerine bazı mesajlar vermek istiyordu. Langdon mesajı çözmeye çalışırken müzeye kriptoloji ajanı Sophie Neveu gelir. Yüzbaşı Fache bir numaralı cinayet zanlısı olarak Profesör Langdon’u görmektedir. Sophie Langdon’a, Paris ABD Büyükelçisi ile temas kurması gerektiğini ve kendisine bir mesaj ol

Kişisel gelişim türündeki kitapları ile tanınan Esra Banguoğlu Oğut Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak kitabı ile yine mükemmel bir hayata giden yolu okurlarına sunuyor. Her insan hayatının her alanında mükemmel olmak, mükemmele sahip olmak ister. Bunların başında aşk, evlilik, iş, aile ve dostluklar gelir. Fakat hepsinin mükemmelini bulmak pek mümkün değildir fakat bu tamamen sizin bakış açınıza bağlıdır. Esra Banguoğlu Oğut ve Aykut Oğut da kendi mükemmellik bakış açılarını ve mükemmeliyeti getiren yolları anlatıyor ve bunların hangilerinin uygulanabileceğini okurlarına bırakıyor.  Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak  ile mükemmel bir hayata dair somut örnekleri görüyorsunuz. Tabi gerisi size kalmış…

Her gün haberlerde gördüğümüz fakat normal bir haber gibi göz gezdirip geçtiğimiz haberlerin başında gelen kadınlara şiddet kuşkusuz çözüm üretilmesi gereken sorunların başında geliyor. Fakat erkeklerin yönettiği bir ülkede erkeklerin uyguladığı şiddetin erkekler tarafından durdurulmasını beklemek çok saçma. Esra Erol’da buna karşı koymaya en azından toplum bilincini arttırmayı amaçlıyor. Sessiz Kadınlar, ezilen kadınların sesi olmaya, sessizliğe son vermeye çalışıyor.

Esprili ve tatlı bir dil ile kadın erkek ilişkilerini anlatan Falan Filan (Aşk, Ayrılık, İhanet, Seks) kitabı Oben Budak’ın ilk eseri olarak karşımıza çıkıyor. Ergün Gündüz’ün çizimleriyle destek verdiği bu kitabı okudukça okuyasınız gelecek. Demedi demeyin. Kitabın içinde kadın erkek ilişkilerine dair her şeyi bulmak mümkün. Yaşanan aşklar, ardından gelen ayrılıklar, ihanetler ve tabi ki temel ihtiyaçlardan seks. Falan Filan  hem eğlenceli bir kitap hem de herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir roman. Hayatın içinden olması da kitabı daha da cazip hale getiriyor.

Edebiyat dünyasının ünlü isimlerinden biri olan Horaius’un ortaya çıkarttığı ve dünyada en fazla bilinen terimlerden biri olan Carpe Diem anı yaşama anlamına gelir. Geçmişe takılı kalmadan, gelecek kaygısı olmadan o günün ve o anın tadını çıkartmayı amaçlayan bir felsefe diyebiliriz. Kadın Erkek ilişkileri üzerine yazdığı kitaplar ile tanınan Aşkım Kapışmak da  Carpe Diem  isimli romanı ile bunu kendi bakış açısı ile yorumluyor ve okurlarına yine farklı bir kişisel gelişim yada kadın erkek ilişkisi gelişim kitabı sunuyor...

Romanımızın baş kahramanı bir başkomiser, Oliver Passan. Adamımız Japonya’yı takıntı haline getirmiş; bir dönem orada yaşamış ve güzelliklerine aşık olmuş, çok zaman geçmeden de bu kültürün bir fanatiği haline gelmiş. Takıntısı onu bir Japonla evlenmeye bile yönlendirmiş. İşte roman da Passan ve karısı Naoko’yla ilişkilerinin sallantıda olduğunu ve boşanma aşamasına geldiklerini anlatarak başlıyor; Passan’ın uzun süredir peşinde olduğu ve her defasında elinden kaçırdığı bir katilin anlatımıyla devam ediyor. Katilimizin adı da Patrick Gulliard. Bu katil, hamile kadınları kaçırıp onlara işkence ediyor, en sonunda da karınlarındaki fetüsleri çıkarıp onları yakıyor. Takıntılı başkomiserimiz Passan da bu katili yakalamak için tekrar ava çıkıyor. Aynı zamanda, günler geçerken Passan evinde bir takım tehditler almaya başlıyor, işin içine ailesi de dahil olduğunda işler çığrından çıkıyor onun için. Passan, katil hakkındaki gerçekleri bir bir öğreniyor ve onu yakalamaya adım adım yaklaştığın