GENÇLİK ÇIKMAZI NACİ GİRGİNSOY

Rumeli’den göç edip Anadolu’ya gelen Hasan Edip ailesi İstanbul’da Kemal Paşa mahallesine yerleşir. Çok kalabalık olan aile zor günler geçirir. Yazarın babası Kemal Bey’in birinci eşi şeker hastalığından ölür. Arkasından büyük bir matem duyulur.

Yazar, ortaokuldan sonra liseyi okumak ister. Ancak şartlar elvermediği için okula gidemez ve bir fabrikaya işçi olarak girer. Kemal Bey, pek çalışmayan birisidir. Bütün yük yazar ile annesinin üstüne kalır. Bir taraftan fabrikada çalışıp parka biriktiren bir taraftan boş vakitlerinde kitap okuyan, yazar arasıra halkevi’ne gider. Çünkü çok okumayı seven birisidir. Biriktirdiği parayla İstanbul’da bir okula yazılır. Bu parayla belli bir süre dayanır ve geri dönmek zorunda kalır. Nitekim umudunu kesmemiştir. Yeniden eski işinden biraz daha kolay olan başka bir fabrikada işçi olarak göreve başlar. Bunalımlı günler geçiren yazar bir ara okumak için giriştiği bu mücadeleyi bırakmayı düşünür. Geçirdiği tüm zorluklara rağmen kendini toplar ve yoluna devam eder.

Yıllar geçtikçe yazarın umudu kesilir ayrılır. Çalışmamak ona zor geldiği için memurluk sınavına katılır ve kazanır. Bir istasyonda telgraf işinde çalışacaktır. Görevini yapmak için Eskişehir’e gider yazar güzel günler hayal etmektedir. Şehre gidince bütün düşleri suya düşer. İşi çok ağır gelir. İstediği hayat gibi değildir. Çoktan okumaktan vazgeçen yazar, ta ki “yılancık” hastalığına yakalanıp kaldırıldığı Devlet hastanesinde genç bir hemşiresiyle karşılaşıncaya kadar. Genç kız önüne çıkan bütün engellere karşı okumaktan vazgeçmemiştir. Bu saatten sonra yazar kendisinde okumak için bir güç bulur. Hastaneden çıktıktan sonra askere gider. Askerlik günleri güzel (bilgi yelpazesi.net) geçer. Askerlikten sonra görev yaptığı bölüğün çavuşu Doğan Bey sayesinde İstanbul’da Haydar Paşa istasyonunda göreve başlar. Uzun yıllarda burada çalışır. Burada birçok arkadaşı olmuştur. Ancak; onları teker teker kaybetmesi onun iyice çocukluğundan koptuğunu hisseder.

Uğradığı felç sonucu babasını kaybeden yazar, aşık olduğu bir kadınla evlenir. Bir kızı bir oğlu olur. Bütün çektiği sıkıntılara rağmen, okuma mücadelesini sürdüren yazar, emeline kavuşur. Fakat annesini kaybeden yazar o eski günlerini annesinin olduğu çocukluk, tatmadığı gençlik yıllarını arar.