Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli

Gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının gittiği sabah; her şey o zaman başlamıştı, kim bilir beklide, bitmişti o sabah kadının, küçük deri valizi, önü acık kahve rengi paltosuyla hesabı ödeyip gider. Bir hafta içinde geri geleceğini söyler ve bundan sonra otel katibi Zebercet’in bütün hayatı değişir. Günleri onu beklemekle geçer
O sabah kadın giderken bir adam gelir 50 – 60 yaşlarında emekli subay olduğunu söyler. Otele girerken, kapıda, çıktığını gördüğü gecikmeli Ankara treni ile gelen kadının odasına ister, ama kadın odasının bırakmamıştır. Öğleleri dışarı çıkar, gelince de salonda oturur gazete yada kitabını okur. Arada bir, kapı açılınca başını uzatır bakar.
Ertesi gün ve takip eden birkaç gün, Zebercet gecikmeli Ankara treniyle gelen kadını bekler. Vaktinin büyük bir kısmını kadının kaldığı odada geçirir. Sigara küllüğüne ve boş çay bardağına terliklerin yerine bakarak kadın hakkında düşüncelere dalar. O yatakta yatar ve onun unuttuğu havlu ile kurulanır. Aşık olmuştur sanki Zebercet, ama bu biraz farklıdır. İlk defa böyle şeyler hisseder bir kadına karşı. Eskiden sadece bir cinsellik öğesi olarak görürdü kadınları.
Yedi gün geçmiştir gecikmeli Ankara treniyle gelen kandının gittiği günden bu yana emekli subay olduğunu söyleyen adam elinde bir valizle iner aşağıya. Yedi günlük hesabı öder ve acele ile gider. Her gün tıraş olurdu, ama o sabah aceleden olsa gerek tıraş olmamıştı.
Zebercet o akşam on yıldır ilk defa içkili bir aş evine gider birkaç ayyaş aralarında tartışır, tartışma büyür kavgaya dönüşür polis gelir ortalığı yatıştırır ama yine de gergin bir hava kalır aşevinde canı sıkılan Zebercet tam orayı terk edecekken bir adamın arkadaşlarına horoz dövüşüne gideceğini söylediğini duyar. Söylediğine göre büyük bir dövüş vardır o akşam. Kendisinden önce çıkan adamı uzaktan uzağa takip eder Zebercet. Üzerinde büyük harflerle “HOROZCULAR KAHVESİ” yazan kalabalık bir yere girerler kıyasıya bir dövüş vardır horozların arasında. Dövüş bitince horozlardan teki boylu boyunca serilir yere, ölür. O sırada hem içkinin hem de kalabalığın etkisi ile Zebercet’in başı döner. Ekrem adında, çarşıda, soğuk demircide çalışan onyedi – onsekiz yaşlarında bir çocuk yardım eder. Adını sorduğunda “Ahmet” der Zebercet çocuğa. Adıyla alay etmesinden çekinir. Çocuk sinemaya gideceğini, isterse beraber gidebileceklerini söyler. Filmi fazla beğenmez Zebercet. Gecikmeli Anakara treniyle gelen kadını düşünür film boyunca. Bir hafta olmuştur gideli, neden hâlâ gelmez?
Film bitince oğlanı otelde misafir etmek gelir içinden, fakat güvenemez birkaç saat içinde tanıdığı birine. Ayrılırlar, haftaya aynı gün aynı saat buluşacaklardır sinemada. Zebercet otele döner.

Comments

Popular posts from this blog

SHACO

Elveda Buhara Kitap Özeti- Yavuz Bahadıroğlu

SORAKA