Posts

EYLÜL MEHMET RAUF KİTAP ÖZETİ

Süreyya ve karısı Suat’ la birlikte babasının evinde oturmaktadır. Ama bu halden memnun değildirler. Babası hem yaşlı, hem dediği dediktir. Onun yüzünden her yaz  bir tane taş ocağına benzeyen köye gelirler ve orada sıkıntıdan patlarlar. Suat bu arada başka olaylardan da sıkılmaktadır. Suat’ ın kardeşi Hacer  akrabası olan Necip Bey’ le gönül eğlendirmektedir. Hacer evli ve eşi de onun için herşeyini verecek nitelikte bir eştir. Daha sonraları Suat ile Süreyya birlikte mutlu bir şekilde yaşayabilmenin yolunu aramışlar ve bulmuşlardır. Suat Hanım gizlice babasından para isteyip eşi için bir yalı kiralar. Kocası bu duruma çok sevinir. Necip de hem dostarı hemde akrabaları  olarak Suat ve Süreyya’ nın yanına gelir. Süreyya için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir. Süreyya bu alışkanlıklarını sürdürürken  Suat  da Necip’le birlikte piyano çalmaktadır. Başbaşa geçen bu uzun yaz tatilinin sonlarında Necip Bey birşeylerin olduğunu, Suat Hanım’a aşık olduğunu anlar. Bu duru

DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU (PEYAMİ SAFA) ROMAN ÖZETİ

Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden tiksindirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır. Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktaruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköye gideceğini öğrenince paşanında onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap  okur. O akşam yine bir roman okumaktadır faka

Şeker Portakalı Kitap Özeti-Jose Mauro De Vasconcelos

ose Mauro De Vasconcelos edebiyat dünyasının en ilginç yazarlarından biri. Nedeni ise yazarlık yeteneğini uzun yıllar keşvedememesi ve hayatın onu bir çok birbirinden alakasız işlere sürüklemesi ve yaşadıkları ile içinde barındırdığı hikayesini yazmaya karar vererek edebiyat dünyasında yeri alması. Hayatında bir çok farklı işte çalışan ve içinde kendine göre bir hikaye geliştiren yazar en sonunda bunu kağıda dökmeye karar verir ve 12 gün gibi kısa bir sürede kitabını tamamlar. Bu kitabı sayesinde de en çok satanlar listesine giren yazar bir anda kendini farklı bir dünyada bulur. İşte bu kitabın adı Şeker Portakalı. Aydın Emeç tarafından Türkçeye çevrilen bu değerli romanda yoksul bir ailenin oğlu olan bir çocuğun yüzmeye daha yeni başladığında ilerde yüzme şampiyonu olma hayalini kurmasını ve bu hayali için ilerlerken hayatın ona nasıl oyunlar oynadığını ve onu nasıl farklı yerlere sürüklediğini anlatıyor. Şeker Portakalı okuyucularına tam bir hayat dersi sunuyor ve hayata dair gerçekl

LÜZUMSUZ ADAM KİTAP ÖZETİ

Haftanın 7 günü aynı şeyleri yapan  Mansur Bey her zaman ki gibi kahvesine gider ve kahve sahibi Yahudi bayanla kapuçinolu fransızca sohbetine başlar.Daha sonra kütüphaneye giderek bir Fransızca dergi alır.Çünkü bu dergi yarınki sohbetine yardımcı olacaktır.Öğlene doğru işkembecisine gider ve ekşi ekşi limonlu işkembesini içer Bayram’ın dükkanında . Akşam Fransızca dergisindeki bilmediği kelimeleri tercüme ederken uyuyakalır.Fakat saat 4:30’daki akşam gezintisi için uyanacaktır elbette.Gezinti sırasında akşam olduğunu pastahanesinin perdesi çekilnce anlar.Portakalını alır ve meyhaneden çıkan insanları izlemeye başlar.Daha sonra karşı meyhaneye girer,her zamanki içkisini içer ve her zaman olduğu gibi zurnacı ,zurnasının kamış düdüklerinden birini değiştirirken masasından kalkar. Yedi seneden beri mahallesinden çıkmayan Hünsar Bey bir gün mahalesinden çıkmaya karar verir. İstanbulun güzelliği onu büyülemiştir ve aklına ne gelir biliyor musunuz? Dükkanla,evi satıp,gazinodaki alnı dar kızı

Sevdalinka Roman Özeti-Ayşe Kulin

Sevdalinka, belgesel nitelikli bir romandır. Boşnakların tarihteki rolü, Bosna Savaşı ve öncesinde gelişen olaylar kronolojik bir sıra takip edilmeksizin roman kurgusu içinde anlatılmaktadır.          Roman kahramanı, Nimeta, bir inşaat mühendisi ile evli ve iki çocuk annesidir. Bosna Televizyonu’nda haber görevlisi olarak çalışmaktadır. Mesleği gereği, Bosna Savaşının başlamasına kadar ülke içinde meydana gelen olayları yerinde gözlemler. Bu görevlerden birinde Zagreb’de çalışan gazeteci Stefan ile tanışır. Kısa zamanda ilişkileri aşka dönüşür. Nimeta , ailesi ve Stefan arasında bir tercih yapma zorunluluğu karşısında kendi içinde psikolojik bir savaş vermektedir. Aynı günlerde ülke içerisinde de mevcut düzen yavaş yavaş bozulmakta , Yugoslavya Federasyonu muhtemel bir iç savaşa doğru ilerlemektedir. Daha net bir ifade ile , Sırbistan , “Büyük Sırbistan” arzusuyla federasyonu sonu meçhul lakin muhakkak kan ve acı dolu bir savaşa ; faturasını Boşnaklar’ın çok ağır ödeyeceği kanlı bir s

Sessiz Ev Kitap Özeti

Yüzyılın başında, siyasetle uğraştığı için İstanbul’dan uzaklaştırılan, sürgüne  gönderilen dede, Cennethisar’da bir konağa yerleşmiş Bütün yaşamını Doğu ile  batı arasındaki uçurumu bir çırpıda kapatacağını sandığı büyük bir  ansiklopedinin yazımına vermiştir. Öldükten sonra babaanne ve yanında  çalıştırdığı cüce bir kahya tek başlarına yaşayıp gitmektedirler. Her yaz olduğu  gibi bu yaz da şehirden gelecek torunları beklemektedirler. Torunlar gelince,  tam babaannenin düşündüğü gibi aynı konuşmalar yapılır ve herkes kendi  odasına ve kendi dünyasına çekilir. Babaanneyle beraber dedelerinin mezarını  ziyaret ederler. Kitapta bekirki bir konu işlenmemekte. Aslında kitapı ilginç  yapan da bu. Olaylar sırasında kişilerin kendi bakış aöılarından düşüncelerini  anıarını öğreniyorsunuz. Genel olarak iki aşk hikayesi işlenmiş. Aslında ikisi de  platonik. Torunlardan biri olan Nilgün’e hala Cennethisarda oturan eski  çocukluk aşkı ilgi gösteriyor. Adı Hasan olan bu platonik aşık geçen zaman 

Yılanların Öcü Kitap Özeti

Bayram,köyünün doğru sözlü, bileği kuvvetli delikanlısıdır. Yıllarca bu köyde yaşamış,ömrünü bu  topraklarda çalışmaya adamıştır. Az miktardaki toprağıyla geçinmeye,ürününün mahsülünü almak için  uğraşır. Fakat birgün gelir köydeki arkadaşlarından birim olan Haceli,Bayram’ın evinin önündeki boş  araziye ev yaptırmak ister. Bayram buna karşı çıkar. Köyün muhtarı bu boş arazinin satılmasına  menfaati için,daha olaylar başlamadan önce karşı çıkmadığından,sürekli Haceli denilen o adama destek  çıkmak zorunda kalır. İş öyle bir duruma varır ki muhtar Bayram’ı razı etmek için ayarladığı birkaç adamla  dövdürtmek zorunda kalır. Buna rağmen Bayram hakkını savunur. Ve yanında her zaman ona destek  çıkmış annesini bulur. Bu olaydan bir hafta sonra kaymakamın köye geleceği haberini duyan muhtar onu  memnun etmek için bütün hazırlıkları yapar. Bayram’ın annesi haberi duyunca daha kaymakam  gelmeden bir gün önce onun geleceği yolda,dövüldükten sonra sakat kalmış olan oğlunuda götürerek  beklemeye b