Posts

Showing posts from July, 2014

EYLÜL MEHMET RAUF KİTAP ÖZETİ

Süreyya ve karısı Suat’ la birlikte babasının evinde oturmaktadır. Ama bu halden memnun değildirler. Babası hem yaşlı, hem dediği dediktir. Onun yüzünden her yaz  bir tane taş ocağına benzeyen köye gelirler ve orada sıkıntıdan patlarlar. Suat bu arada başka olaylardan da sıkılmaktadır. Suat’ ın kardeşi Hacer  akrabası olan Necip Bey’ le gönül eğlendirmektedir. Hacer evli ve eşi de onun için herşeyini verecek nitelikte bir eştir. Daha sonraları Suat ile Süreyya birlikte mutlu bir şekilde yaşayabilmenin yolunu aramışlar ve bulmuşlardır. Suat Hanım gizlice babasından para isteyip eşi için bir yalı kiralar. Kocası bu duruma çok sevinir. Necip de hem dostarı hemde akrabaları  olarak Suat ve Süreyya’ nın yanına gelir. Süreyya için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir. Süreyya bu alışkanlıklarını sürdürürken  Suat  da Necip’le birlikte piyano çalmaktadır. Başbaşa geçen bu uzun yaz tatilinin sonlarında Necip Bey birşeylerin olduğunu, Suat Hanım’a aşık olduğunu anlar. Bu duru

DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU (PEYAMİ SAFA) ROMAN ÖZETİ

Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden tiksindirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır. Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktaruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköye gideceğini öğrenince paşanında onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap  okur. O akşam yine bir roman okumaktadır faka

Şeker Portakalı Kitap Özeti-Jose Mauro De Vasconcelos

ose Mauro De Vasconcelos edebiyat dünyasının en ilginç yazarlarından biri. Nedeni ise yazarlık yeteneğini uzun yıllar keşvedememesi ve hayatın onu bir çok birbirinden alakasız işlere sürüklemesi ve yaşadıkları ile içinde barındırdığı hikayesini yazmaya karar vererek edebiyat dünyasında yeri alması. Hayatında bir çok farklı işte çalışan ve içinde kendine göre bir hikaye geliştiren yazar en sonunda bunu kağıda dökmeye karar verir ve 12 gün gibi kısa bir sürede kitabını tamamlar. Bu kitabı sayesinde de en çok satanlar listesine giren yazar bir anda kendini farklı bir dünyada bulur. İşte bu kitabın adı Şeker Portakalı. Aydın Emeç tarafından Türkçeye çevrilen bu değerli romanda yoksul bir ailenin oğlu olan bir çocuğun yüzmeye daha yeni başladığında ilerde yüzme şampiyonu olma hayalini kurmasını ve bu hayali için ilerlerken hayatın ona nasıl oyunlar oynadığını ve onu nasıl farklı yerlere sürüklediğini anlatıyor. Şeker Portakalı okuyucularına tam bir hayat dersi sunuyor ve hayata dair gerçekl

LÜZUMSUZ ADAM KİTAP ÖZETİ

Haftanın 7 günü aynı şeyleri yapan  Mansur Bey her zaman ki gibi kahvesine gider ve kahve sahibi Yahudi bayanla kapuçinolu fransızca sohbetine başlar.Daha sonra kütüphaneye giderek bir Fransızca dergi alır.Çünkü bu dergi yarınki sohbetine yardımcı olacaktır.Öğlene doğru işkembecisine gider ve ekşi ekşi limonlu işkembesini içer Bayram’ın dükkanında . Akşam Fransızca dergisindeki bilmediği kelimeleri tercüme ederken uyuyakalır.Fakat saat 4:30’daki akşam gezintisi için uyanacaktır elbette.Gezinti sırasında akşam olduğunu pastahanesinin perdesi çekilnce anlar.Portakalını alır ve meyhaneden çıkan insanları izlemeye başlar.Daha sonra karşı meyhaneye girer,her zamanki içkisini içer ve her zaman olduğu gibi zurnacı ,zurnasının kamış düdüklerinden birini değiştirirken masasından kalkar. Yedi seneden beri mahallesinden çıkmayan Hünsar Bey bir gün mahalesinden çıkmaya karar verir. İstanbulun güzelliği onu büyülemiştir ve aklına ne gelir biliyor musunuz? Dükkanla,evi satıp,gazinodaki alnı dar kızı

Sevdalinka Roman Özeti-Ayşe Kulin

Sevdalinka, belgesel nitelikli bir romandır. Boşnakların tarihteki rolü, Bosna Savaşı ve öncesinde gelişen olaylar kronolojik bir sıra takip edilmeksizin roman kurgusu içinde anlatılmaktadır.          Roman kahramanı, Nimeta, bir inşaat mühendisi ile evli ve iki çocuk annesidir. Bosna Televizyonu’nda haber görevlisi olarak çalışmaktadır. Mesleği gereği, Bosna Savaşının başlamasına kadar ülke içinde meydana gelen olayları yerinde gözlemler. Bu görevlerden birinde Zagreb’de çalışan gazeteci Stefan ile tanışır. Kısa zamanda ilişkileri aşka dönüşür. Nimeta , ailesi ve Stefan arasında bir tercih yapma zorunluluğu karşısında kendi içinde psikolojik bir savaş vermektedir. Aynı günlerde ülke içerisinde de mevcut düzen yavaş yavaş bozulmakta , Yugoslavya Federasyonu muhtemel bir iç savaşa doğru ilerlemektedir. Daha net bir ifade ile , Sırbistan , “Büyük Sırbistan” arzusuyla federasyonu sonu meçhul lakin muhakkak kan ve acı dolu bir savaşa ; faturasını Boşnaklar’ın çok ağır ödeyeceği kanlı bir s

Sessiz Ev Kitap Özeti

Yüzyılın başında, siyasetle uğraştığı için İstanbul’dan uzaklaştırılan, sürgüne  gönderilen dede, Cennethisar’da bir konağa yerleşmiş Bütün yaşamını Doğu ile  batı arasındaki uçurumu bir çırpıda kapatacağını sandığı büyük bir  ansiklopedinin yazımına vermiştir. Öldükten sonra babaanne ve yanında  çalıştırdığı cüce bir kahya tek başlarına yaşayıp gitmektedirler. Her yaz olduğu  gibi bu yaz da şehirden gelecek torunları beklemektedirler. Torunlar gelince,  tam babaannenin düşündüğü gibi aynı konuşmalar yapılır ve herkes kendi  odasına ve kendi dünyasına çekilir. Babaanneyle beraber dedelerinin mezarını  ziyaret ederler. Kitapta bekirki bir konu işlenmemekte. Aslında kitapı ilginç  yapan da bu. Olaylar sırasında kişilerin kendi bakış aöılarından düşüncelerini  anıarını öğreniyorsunuz. Genel olarak iki aşk hikayesi işlenmiş. Aslında ikisi de  platonik. Torunlardan biri olan Nilgün’e hala Cennethisarda oturan eski  çocukluk aşkı ilgi gösteriyor. Adı Hasan olan bu platonik aşık geçen zaman 

Yılanların Öcü Kitap Özeti

Bayram,köyünün doğru sözlü, bileği kuvvetli delikanlısıdır. Yıllarca bu köyde yaşamış,ömrünü bu  topraklarda çalışmaya adamıştır. Az miktardaki toprağıyla geçinmeye,ürününün mahsülünü almak için  uğraşır. Fakat birgün gelir köydeki arkadaşlarından birim olan Haceli,Bayram’ın evinin önündeki boş  araziye ev yaptırmak ister. Bayram buna karşı çıkar. Köyün muhtarı bu boş arazinin satılmasına  menfaati için,daha olaylar başlamadan önce karşı çıkmadığından,sürekli Haceli denilen o adama destek  çıkmak zorunda kalır. İş öyle bir duruma varır ki muhtar Bayram’ı razı etmek için ayarladığı birkaç adamla  dövdürtmek zorunda kalır. Buna rağmen Bayram hakkını savunur. Ve yanında her zaman ona destek  çıkmış annesini bulur. Bu olaydan bir hafta sonra kaymakamın köye geleceği haberini duyan muhtar onu  memnun etmek için bütün hazırlıkları yapar. Bayram’ın annesi haberi duyunca daha kaymakam  gelmeden bir gün önce onun geleceği yolda,dövüldükten sonra sakat kalmış olan oğlunuda götürerek  beklemeye b

Yağmuru Beklerken Kitap özeti

 Cumhuriyet Halk Fırkası döneminde şirin bir Anadolu kasabasında halkın  yararlanabileceği güzel bir park açılışı yapılır. Bu açılışla kasabalıların halk  fırkasına olan güven ve sevgileri perçinleşir. Avukat Rahmi Bey kasabada  büyümüş, küçük yaşta annesini ve babasını kaybedince hayatının sonraki  dönemini amcası ve onun ailesiyle geçirmiş birisidir. Eşi ve iki çocuğuyla şirin  kasabada sade ve huzurlu bir hayat sürmektedirler. Rahmi Beyin amcası Rıza   Efendi kasabanın sevilen ve sayılan bir simasıdır. Bu güzel geçen günlere  gölge düşürecek, bu mutlu insanların arasına kırgınlıklar sokacak bir gelişme  olur. Gazi Paşa’nın bizzat kendi isteğiyle kurulacak olan yeni bir siyasi partiden  bahsedilmeye başlanır. Bu söylentiler yanında kasabadan partiye kimlerin  olumlu bakıp katılacağı merakla gözlenmektedir. Kasabanın sevilen adamı  avukat Rahmi’ye teklif gelir. Bu teklifi kabul eden fakat kabul etmekle de  birçok yakınını karşısına alan Rahmi’ zor günler beklemektedir. Aile yaşantısı 

Yağmur Sonrası Kitap özeti-Sarah Jio

2Romantik aşk romanlarının sevilen ismi Sarah Jio  Yağmur Sonr ası  romanı ile yine okurlarına mükemmel bir duygusal aşk hikayesi sunuyor. Anne Calloway savaş zamanında hemşirelik yapmış ve yaşadıklarının acısı ile yıllardır depresyonda olarak yaşamış yaşlı bir kadındır. Yıllardır ne yaparsa yapsın hafızasından yaşadığı anıları bir türlü silememiş ve bunun acısı ile yaşamıştır. Bir gün eline bir mektup geçer ve geçmişi daha da canlı olarak karşısına çıkar. Fakat bu kez acı çekmek yerine içinde bir umut yeşermiştir. Anne 2. Dünya Savaşı sırasında Bora Bora adalarında görev almış bir hemşiredir. Savaş tüm şiddeti ile devam ederken görevi onu sevgili nişanlısından ayırmış ve bu adaya sürüklemiştir. Fakat biricik aşkı olan nişanlısını kendisinden ayıran savaş ona yeni bir aşk vermiştir. Westry Greene Bora Bora’da görevli yakışıklı bir askerdir. Anne ile tanışması ile savaşın acımasızlığının yerini karşı konulamaz bir aşk alır. Fakat aşık olduğu kadın nişanlıdır ve savaş tüm hızı ile devam

Adam Fawer - Olasılıksız Ayrıntılı Kitap Özeti

Kitabın ana karakteri David Caine hayatını olasılıklar üzerine kurmuş eski bir istatikçi ve iyi bir poker oyuncusudur.Yine bir gün sık yaptığı gibi poker oynamaya podvall’a gider, yaşlı Walter’la masaya oturur.Sürekli kaybetmesine rağmen mekanın sahibi Vitaly Nikolaev’in kendisine borçlarını zamanında ödediği için verdiği 15.000’lik krediyi ortaya koyar.Kartları iyidir ve olasılık hesaplarına göre kazanacağını düşünür.Oyunu oynarken midesi de bulanıyordur ve beyni iğrenç kokular algılıyordur,kusmamaya gayret ederek elindeki kartları açar,Walter da kartlarını açmaya başlayınca Caine adamın elinde floşroyal olduğunu görür.Caine’in elindekilerini yenebilecek tek el budur.Artık her şeyini kaybetmişti ve Nikolaev’e 15.000 borçlanmıştı.Caine bir şeyler demeye çalıştı ama şuurunu kaybedip bayıldı. Caine uyandığında hastanede olduğunu anlar karşısında Jasper’ı görür.Jasper Caine’in ikizidir ve bir süre şizofreni tedavisi için akıl hastanesinde kalmıştır.Caine Jasper’ı görünce mutlu olur bir sü

Aşk kitap özeti-Elif Şafak

Türkiye’nin en ünlü yazarlarından biri olan Elif Şafak’tan aşk üzerine mükemmel bir eser. Mevlana’nı Aşk Şeriatı kavramından yola çıkarak dini öğeler ile aşkı birleştirdiği kitap okuyucularına aşk konusunda farklı bir deneyim yaşatıyor diyebiliriz. Elif Şafak Aşk  romanında aşkı anlatırken Amerikalı bir ev kadınının hikayesini kullanıyor. Ella ismindeki orta yaşlı ve düzenli bir hayatı olan kadın iş arayışına girer ve fırsat olarak karşısına bir yayınevinde editör asistanı olarak bir iş çıkar. Okumayı seven Ella Zahara adında bir yazarın asistanı olur ve ilk iş olarak da tasavvuf felsefesini konu olan tarihi bir romanı okuyup değerlendirmesi istenir. Ella için ilk başta basit bir iş gibi görünür fakat romanı okudukça etkisinden kurtulamayacak ve hayatında farklı değişikliklere gidecektir. Aşk  romanında Amerikalı bir kadının Mevlana ile tanışması ele alınıyor. Bu tanışma sonrası kadın aşkı yeniden keşfediyor ve bu aşkın peşinden bir yolculuğa sürükleniyor. Kitabın en ilgi çekici yanlar

Harry Poter-Hortkuluk'lar Aranırken Kitap özeti

Kitabın başlarında Bill ile Fleur'un düğünü olur. Fakat Ölüm Yiyenler düğünü basar; Harry, Ron, Hermione ve diğerleri Bakanlık'ın  Voldemort  tarafından ele geçirildiğini ve Sihir Bakanı Rufrus Scrimgeour'un öldürüldüğünü öğrenirler. İlk önce Tottenham Court Road'a giderler. Bir kafeye oturarak olup bitenleri değerlendirirken iki Ölüm Yiyen'in saldırısına uğrarlar. Harry, Ron ve Hermione  Hortkulukların  peşine düşerler. İlk önce Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya gider ve Kreacher  ile konuşurlar.  R.A.B. 'ın aslında Sirius'un kardeşi Regulus olduğunu öğrenirler. Regulus,  Slytherin 'in madalyonunu (Hortkuluk'lardan bir tanesi) Kreacher'a saklaması için vermiş, fakat Mundungus kolyeyi çalmış ve  Dolores Umbridge  vermek zorunda kalmıştır. Harry, Ron ve Hermione  Sihir Bakanlığı 'na kılık değiştirerek girerler ve orada, Ruh Emici'lerin gücünü kullanarak  Muggle  ana-babadan doğma büyücü ve cadıları tespit etmeye çalışan  Umbridge 'den

Harry Poter-Ölüm Yadigârları

Harry, Ron ve Hermione  Xenophilius Lovegood 'un ( Luna Lovegood 'un babası) evine gider ve onunla görüşürler. Xenophilius onlara 3 sihirli nesneden söz eder: Mürver Asa (güçlü bir asa), Diriltme Taşı (öldükten sonra tekrar dirilten taş),  Görünmezlik pelerini . Bu 3 nesnenin ortak bir adı vardır: Ölüm Yadigarları. Harry bu nesnelerden birinin kendi görünmezlik pelerini olduğunu, Diriltme Taşı'nın ise Dumbledore'un verdiği Snitch'in içinde olduğunu ise daha sonra fark eder. Mürver Asa ise Dumbledore'un mezarındadır, fakat Voldemort gidip asayı alır. Harry, Ron ve Hermione saklandıkları bir yerde "Voldemort"un adını andıkları için ölüm yiyenler tarafından yakalanırlar çünkü ölüm yiyenler o isme tabu koymuşlardır ve ismin söylenmesi sonucunda koruyucu büyüler kırılarak bir tür sihirsel düzensizlik ortaya çıkar. Yakalandıktan sonra Malfoy'ların evine götürülürler.  Dean Thomas , Luna Lovegood ,  Bay Ollivander  ve cincüce  Griphook  da orada esirdir.

Harry Potter ve Felsefe Taşı kitap özeti

Küçük yaşta ailesini kaybeden Harry Potter, anne ve babasının da mezun olduğu Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu müdürü Albus Dumbledore tarafından kapılarına bırakıldığı günden beri teyzesi, eniştesi ve kuzeni Dudley ile birlikte yaşamaktadır. Eniştesi, teyzesi ve kuzeni Harry’e çok kötü davranmaktadırlar ve Harry merdiven boşluğunun altındaki bir odada yaşamaktadır. Çok mutsuz bir çocukluk geçiren Harry’nin 11. doğum günü yaklaşmaktadır. Bir gün Harry'ye Hogwarts'dan bir kabul mektubu gelir fakat büyücüleri birer ucube ve utanç kaynağı olarak gören eniştesi Harry'nin mektubu okumasına izin vermez. Fakat mektupların arkası kesilmez hatta giderek artan sayıda mektuplar gelmeye devam eder. Bir gün evin her yerinden mektup yağmaya başlar. Eniştesi evdekileri de alarak evden ayrılırlar ve çok uzak bir yere giderler. Denizin ortasındaki bir adada, küçük bir kulübede yaşamaya başlarlar. Bir akşam kulübeye Hagrid adında bir yarı dev gelir. Hagrid, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük O

İstemenin Esrarından Özeti-Muhammed Bozdağ

Aciz insan Yaratıcı Kudrete dayandığı ölçüde azizdir. İnsanın çöküşünün durdurulduğu an, Sınırsız Kudret’in takdirine teslim olduğu andır. Açtığınız yol genişleyecek; dilediğiniz iyilik çoğalacaktır. Hayatınızdaki en büyük zaferleriniz, içtenliğinizle yoğurduğunuz dualarınız olacak. Dualarımız kabul edilmişse, gerçekleşme zamanını sorun yapmamız mantıklı değildir. Dünyada çılgınca istemelisiniz; çünkü, sınırsız sonsuzlukta çok şeye ihtiyacınız olacak. Zaman, çoğu yaşantıların anlamını değiştirecektir. Acılar zevke, zevkler acıya dönüşecektir. Her istediğimiz aynen kabul edilseydi, biz insanlar dünyayı adaletten mahrum bırakırdık. Evren sinemasındaki her insan bir baş rol oyuncusudur. Rolümüzü iyi oynuyor muyuz? Her dua, layık olduğu karşılığı en doğru zamanda ve yerde alacaktır. Şiddetli coşkunluğa kapılarak isteyenler; fizikötesi yardımcılarla destekleniyorlar. Ruhumuz maddeye bağlandığı sürece, kalbimiz sonsuzlukla iletişime geçemeyecektir. Acılar eğlencemizi bozmasaydı; maddenin öte

Malazgirt’te Bir Cuma Sabahı Özeti-Yavuz Bahadıroğlu

Abdurrahman Bey Putperest Türk Boyarlından olan Uzlarla savaşa gitmiş,10 yıl savaşmış ve 5 yıl esirlik hayatı yaşamıştır. 15 yıl sonra köyüne dönmek için yola çıkmış ve en sonunda köyüne ulaşmıştır. Köye vardığında namaz vaktini kaçırmamak için camiye girer. Namaz bittikten sonra imam onu tanımadığı için ona kim olduğunu sorar. O da cevaplar. Abdurrahman Bey daha sonra karısı ve çocuğunu sorar. İmam Uzluların geldiğini,köyü yağmaladıklarını,karısı Esme’yi öldürdüklerini ve oğlu Tekin’i götürdüklerini söyler. Abdurrahman Bey Uzlulara karşı kinlenmiştir fakat İmam kini şahsi düşmanları için değil Allah düşmanları için kullanmasını tavsiye eder ve Abdurrahman Bey dinlenmeyip yola koyulur. - Bir Türk köyündeki yaşlı adam birkaç gence Tarih ve savaş dersleri vermektedir. Tarih dersini bitirdikten sonra öğrencileri ile kılıç dersi yapmaktadırlar. O sırada karşıdan atlılar gelmektedir. Yaşlı adam atlıların Selçuk akıncıları olmadığını,Peçeneklilerden olduğunu söyler. Peçenekliler Türk soyunda

Buhara Yanıyor - Yavuz Bahadıroğlu Kitap Özeti

Kara kum Çölünün eteklerine kadar uzanan geniş orman derin bir sessizliğe gömülmüştü. Arada bir baykuş sesi veya çakal çığlığı derin sessizliği yırtıyor, bazan bir kurt uluması duyuluyordu. Harzem ülkesinin Karakum bölgesine kış erken bastırmıştı. Toprak ince bir kar tabakasıyla kaplıydı. Keskin ay ışığı vurdukça gümüşi kıvrımlar meydana geliyor, sahte ışıklar oynaşıyordu. Süvari üşümüştü. Atının yularını bırakmış, ellerini gocuğunun içine sokmuştu. Bu havada ava çıkmakla delilik ettiğini düşünüyor, kendi kendine kızıyordu. ‘Bir sığınak bulmam gerek.” diye söylendi. ‘Yoksa bu ayaz sabaha kadar üstümde kalır ve iliklerimi dondurur.’ Bölgeyi çok iyi bilmesine rağmen sığınacak bir mağara bulacağından emin değildi. Keşke Celâleddin’in sözünü dinleyip hiç ava çıkmasaydı. Fakat o merakına yenilmişti işte. Avcılık ciğerine işlemişti: Celâleddin onu avdan vazgeçirmeye çalışırken o bütün ikna kabiliyetini kullanarak Celâleddin’i kendisiyle gelmeye kandırmıştı. Bir ara önüne çıkan yaban keçisini